15 Ağustos 2011 Pazartesi

Aslında Her İnsan yalnız..

Mutsuzluk bu kadar mı dibine kadar vurur.Kendini bu kadar mı kötü hissedersin.Saat gecenin nerdese üçü.Sebep koca bir hiç.Bu hiçler aslında bişey olmadığı anlamına gelmesin.Aslında olmasını istediğim ama olmayanların toplam karşılığı.Tamam herseyin hayırlısı ,herseyin başı sağlık ama olmuyor malesef.Herşey yerine göre önemli ama varlığı olan şeyin yokluğu aklımıza gelmiyor malesef.Her zaman şükrediyorum her şeye.Bana sunulan herseye.Dısarıdan bakınca hep gülenyüz ben,hayata hep polyanna bakan ben.Bu benler bitmez...Beni bide benden öte görseniz.İçimdeki fırtınayı yaşasanız.Hep sizin sıkıntınız var,hep siz gerginsiniz demi.Çoğu kişiye göre kıyasla çok çok iyiyim biliyorum.Ama neticede insanız ne kadar da olsa hep yanlızız.Bugün ayrı bir ruh halim var.Bogazım dügümlenmiş, çocuk gibi her an akmaya hazır gözyaşlarımı, tutuyorum.Tutmaya çalışıyorum kendimle mücadele ediyorum resmen.Hep de olmaması gereken yerde ve zamanda olur ya.Hormonlarım bile bana karşı farklı işliyor.Konuşmak istedigim insanların ya işi oluyor yada yanımda olamıyor.Sen ince davranırsın sıkıntılı oldugu zamanı hissedince konusursun ama aynı inceligi karşı taraftan bulamassın.Bazıları sadece kendini anlatır sanki hep onların sorunu var,hep onlar kötü fırsat vermezler,sormazlar bütün stresini sana yüklerler.Onlar rahatlayıp enerjisini boşaltırken seni sormazken giderler.Bu konuda şanslıyım ki beni dinleyen anlayan bir dostum birde ablam var.Bu sıkıcı günü geceyi daha sıkıcı cümlelerle doldurmak istemiyorum.Gereksiz insanları hayatınızdan çıkarın.Bana bu saatten sonra güzel bir film paklar anca.Sıkıntısız günlere...

9 Ağustos 2011 Salı

Geziden Notlar ;Cambridge (İngiltere )

Her zaman farklı yerler yeni kültürler tanımak iyidir.İnsan kendi yaşamıyla,ülkesiyle direk kıyaslamaya giriyor.Halbuki herşeyi kendi içinde kıyaslamak lazım zira şartlar eşitsizleşiyor bu durum karşısında.Doğa aşığı ben,eğer etrafta deniz ve sağlam bir doğa varsa benim için vazgeçilmez bir yere dönüşebiliyor anında.Tarih temmuz 14 hayatımda ilk'leri yaşıyorum ilk kez uçağa binicem ,ilk kez farklı bir ülke görücem ve bunun üstüne,uzun zamandır göremediğim sevdiklerimle buluşacağım.Bunları harmanlayın ve içimdeki tarif edilmez heyecanı hissedin.Neyse uçak deneyimim kazasız belasız ve korkmadan süpermiş moduyla gözümü camdan alamadan,bulutların üstünden rüya gibi gelip geçti.Ve işe rutin giriş evrak işlemlerini yapmakla başladık.Acemilik her yerde kötü ama dil bilmeyip de kendini ifade edememek çok daha kötüymüş.Yardımlar alınır,sorular cevaplanır,bavul takip edilir of aman hadi dersin.Bavul bulunmuştur küçük bir öneride benden olsun,Bavula ekstra üstüne bişey takmak ,kolay bulmak anlamında iyibir şey oluyor,Aynı renk ve ebatta bir çok bavul oldugunu düşünürsek pratik birşey.Neyse heyecanla çıkarsın sevdiklerini görürüsün ,o anın şaşkınlıkla heyecanla duygusala bağlarsın durumu.Gerisi bildik insan manzarası.Ve masallar diyarı cambridge.

Gördügümde aklıma gelen tek şey film seti mi burası ,bu kadar güzel bir yerleşim  yeri ve evler,doğa yapay set ortamını aratmadı.Hele merkezde ki tarihi yapılar,şehrin merkezinden geçen nehir öyle bir ambiyans vermiş ki.Sanırsın tarih öncesine geri dönmüşsün.Burda dikkatimi en çok çeken sey insanların çok kibar ve güleryüzlü olmalarıydı.Biz teşekkür etmeyi,özür dilemeyi unutmuşken zorlanıyorken.Adamlar dillerine pelesenk etmişler.Hele yaşlı insanların özellikle 80-90 arasında ki yaş grubunun kendilerini zamana karşın bırakmamaları,Bakımlı giyinmeleri,kadınların hala makyaj yapması hala bakımlı olmaları ve özellikle el ele tutuşup kahve içmelere,gezmelere gitmesi ne kadar hoşuma gitti bilemessiniz.Kendi nenemi ve dedemi düşündüm ister istemez.Keşke dedim onlarda böyle yaşayabilselerdi.Bir şekilde herşeyin ucu maddiyata dayanıyor malesef.Bizimkiler çocuklarının gelecegini düşünüp kendilerinden kısarken, burda bu görev devlete düşüyor hatta aileye ekstra çocuk yardımı yapıyolar.Bizim ülkemizde vasıfsız elemanlar belli düzeyde bir maaş alırken.İngilterede diger işlerden hiç bir fark olmadan yaşayıp, tatilderde ispanyaya gidebiliyorken.Bizim ülkemizde ki ,anca kıtkanaat,yoksulluk standartlarında yaşıyıp yurtdısı geçelim yurtiçi tatili bile yapması imkansız neredeyse .Kısaca yaşam standartının belli düzeyde olması insan yaşamının kalitesini arttırır.Gelecek kaygısının fazla olmamasını da ekleyince, insanların mutlu  ve güleryüzlü olmasına, bununda yaşamına yansımasıda gayet normal.Umarım bizde milli gelirimizi kişisel olarak yükseleceği ferah dönemleri görürüz.İnsanlarımız daha kaliteli yaşarlar,daha da mutlu olurlar...

2 Ağustos 2011 Salı

ŞİRİNLER..

80'lerde çocuk olmak güzeldi.Biz sokaklarda top oynadık koşuşturduk.Şimdi ki çocuklar gibi pc başında ya da oyun salonlarında sanal oyunlarla geçmedi çocukluğumuz..Bizim çizgi filmlerimiz bile farklıydı.Gelmiş geçmiş en fenomen çizgi filmler bizim zamanımızdan çıkmıştır.Şöyle sayalım desek düşünmeden size on tane sayabilirim .Şirinler hele ayrı bir dünya ,Şirin baba,şirine,güçlü,şakacı,obur gibi bir sürü şirin vardı.Gargamelide es geçmemek lazım hele kedisi azman süperdi ya aklıma gelince bile tebessüm ediyorum.Asıl mevzuda şirinlerin,beyaz perdeye aktarılmasıdır. Resmen heyecanla izlemeyi bekliyorum.Türkiyede 5 agustos 2011'de gösterime giricek olan bu filmde oyuncu kadrosunda how ı met you mother'dan tanıdığımız Neil patrick harriste yer alıyor.Konusuda; Birbirleriyle ve insanlarla; özellikle kötü amaçları için onları yakalamaya kafayı takmış olan uğursuz büyücü Gargamel’le uğraşmak zorunda olan efsanevi küçük mavi yaratıkların beyazperde macerası büyük merakla bekleniyor. Filmde Kötü büyücü Gargamel, Şirinler’i köylerinden kovar ve Şirinler, büyülü bir kapıdan geçerek kendilerini bizim dünyamızda; New York Central Park’ın ortasında bulurlar. Üç elma yüksekliğinde olan Şirinler, Big Apple (Büyük Elma) olarak da bilinen New York'ta sıkışıp kalırlar. Şirinler’in, Gargamel onları bulmadan köylerine dönmenin bir yolunu bulmaları gerekmektedir.Evli çift Patrick ve Grace Winslow Şirinler'i korumaktadır ve Gargamel onları bulmadan onların köylerini bulmaları için ellerinden geleni yaparlar.Filmi şahsen ben merakla bekliyorum.Şirinlerin 3D animasyon olduğunuda düşünürsek baya bir eğleceli şirin olucağa benziyor.Herkese iyi seyirler .Filmin fragmanı merak edenler için;

 

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Eksik Bişey Mi Var ?

Ezginin günlüğü grubunu sevmişimdirde bu parçayı hep bir kayırırım.''Eksik bir şey mi var hayatımda,Gözlerim neden sık sık dalıyor,Eksik bir şey mi var hayatımda,Gökyüzü bazen ciğerime doluyor.Öyle bir şey ki bu, kolay anlatamam,Atsan atılmaz, satsan satamam.Eksik bir şey mi var, anlayamam.Bak çayım sigaram, her şeyim tamam''.Herkesin eksikligini duyduğu birşey muhakkak vardır.Kiminin maddi kiminin manevi.Tatilden dönmüşüm sabahın köründe kalkmışım bazı sevdiklerimi arkamda bırakmışım.İzin bitmiş işe dönmüşüm üstüne bide pazartesi sendromunuda ekleyin.Düşünün benim halimi.Heyecanla başlayan tatil sonunda kendini hüzne bırakıyor.Keşke keşke diyorum vizeydi pasaporttu olmasa sevdiklerimizi görmek için belgelere,izinlere ihtiyaç duymasak.İnsanlar arasındaki sınırları kaldırsak.Hangi güç insanları arası özleme vize verebilir ki.Her yıl  haberlerde izlediğimiz o sahne.Suriyede oturan akrabalarla  buluşma,kavuşma anı,izlerizde içim gider bu kadar yakın olupta görememek.O hakkı nasıl kendilerinde bulabiliyolar anlayamıyorum.Diplomasinin insanları ayırması resmen bu .Kısada olsa sevdiklerinle buluşmak onlarla vakit geçirmek yeni bir ülkeyi keşfetmek güzeldi.Neyse şarkıya devam ''Kalksam duraktan dolmuş gibi,Arka koltukta unutulmuş gibi
Terliklerimle, gelsem sana,Sonunda aşkı bulmuş gibi.''