8 Temmuz 2011 Cuma

Eski Türk Filmleri ...

 Saat gecenin üçü ben tv. karşısında yarı uykulu ama uykuya inat izlemeye doyamadığım bir türkan Şoray,kadir inanır klasigi ''Selvi Boylum Al Yazmalım'' filmi.Bu izledigim kaçıncı tekrarı tahmin bile edemezken, hala o gözler ıslanır mı hala ilk kez izleniyormuş gibi izlenir mi heyecanla ? İzleniyomuş arkadaslar hemde her defasında ayrı bir tatla ayrı bir ayrıntıyla.Sene 1977 değerli üstat Atıf  Yılmaz yönetmenliginde çekilmiş senaryosunun da Ali Özgentürk'e ait olan bu filmin konusuda kısaca ; Köylü kızı Asya ile kamyon şoförü İlyas birbirlerini severler. İşleri bozulan İlyas Asya’nın karşısına öyle çıkmak istemez ve bunalıma girerek Asya’yı terk eder. Sahipsiz kalan Asya’ya ve çocuğuna Cemşit adlı bir yol yapımcısı sahip çıkar. Yıllar sonra bir gün İlyas çıkagelir. Asya şimdi büyük aşkı ve kendisine zor gününde kucak açan Cemşit arasında bir tercih yapmak zorunda kalır.'Selvi Boylum Al Yazmalım'ın küçük 'Samet'ini, erkek değil de bir kız çocuğunun oynadığını biliyor muydunuz? Hepimizin klasikleri,vazgeçemediğimiz filmleri vardır.Al yazmalım da benim için onlardan birisidir.Hele o insanın içini yakan kavuran replikleri varya off  diyorum.Türkan Şoray(Asya) hergün yolun kenarında Kadir İnanır'ı (İlyas)beklemektedir.Birgün Cemşit gelir ve içinden ''yine O'nu belkiyor'' der. Asya'ya yaklaşır ve Asya o anda ''seni bekliyordum'' der..Cemşit'in o an yüzündeki o ifadeyi unutamak mümkün değil.
Bide tabi ki bu ;

ilyas:asyam.. al yazmalım..
asya(iç ses): samet baba demişti.. onu babalığa seçmişti.. sevgi neydi? sevgi iyilikti, dostluktu. sevgi emekti.. (cemşit’e doğru yürümeye başlar)
ilyas:asya..

asya, samet ve cemşit’le giderken bir durur, döner. ilyas’a bakar;
asya(iç ses): durursam bir daha kurtulamam..
ilyas(iç ses): ziyanı yok, gülüşü yeter bize..
asya(iç ses): yüreğim kaydıysa günah mı?
ilyas(iç ses): çamura saplansam yardıma gelir misin?
asya(iç ses): elini tuttum.. sıcacıktı.. yüreği elimdeymiş gibi..
ilyas(iç ses): elinden tutuversem benimle gelir mi?
asya(iç ses): seninim işte.. alıp götürsene beni..


    Geçen sene Beyoğlu Atlas Sineması'nda, 29. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında  “Selvi Boylum, Al Yazmalım” özel gösterime sunuldu.Türk Sineması’nın gelmiş geçmiş en güzel aşk filmi,32 yıl sonra tekrar vizyona girdi.Hangi filme böyle bişey kısmet olur o kadar zamandan sonra.

    Bunları izledikten sonra türk filmleri başkaydı yav demekten kendimi alamıyorum.Çünkü onlar daha sıcak daha içtenlerdi. kavgalar bile neşeli ,kötüleri  bile daha onurluydu.Hollywood özentileri yoktu. anlamadığımız sanatsal filmlerden degillerdi..Onlar sıcak aile ortamını ,güzel dostlukları, aşkları yansıtırken şimdi ki  gibi sırf konusu tecavüz olan ya da aile içi çarpık ilşkileri anlatan cinselligin prim ve reyting yaptığı dizi ve filmlerden degillerdi.Ailecek izlerdik,onlarla güler onlarla ağlardık.Bizim fakir ama hep mutlu, birbirine destek olan neşeli günlerimiz vardı ismini hatırlamadığım bir sürü güzel filmlerimiz.Sarışın kadınların kötü olduğu (nedense sarısın kadın kötü kadındı) her zaman iyinin kazandığı mutlu sonların olduğu. Bir Kemal Sunal , Şener Şen ve İlyas Salman'ın Tarık akanın ve adile naşit'in filmleri unutamıyosak.Hala çıktıgında izleyebiliyosak hala keyif veriyorsa ayrı diyecek söz bulamıyoruz.İlgilenenler arşiv için satın almak istiyenler D&R 'da bulabilirler.Ve cahit berkay'ın o güzel müzigiyle yazımıza son verelim.




.

Hiç yorum yok: